Ana içeriğe atla

Seyit Onbaşı

Köyünde onu herkes öldü bilmektedir.
Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür.
Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası ile karşılaşır.
“-Sen kimsin?
-Ben Seyidim.
-Biz seni öldü biliyoruz.
-İşte sağ döndüm. Benim hanım evli mi?
-Hayır evli değil. Bir çocuğun var içeride, çocuğu korkutursun. Bağırarak git, haberi olsun.”
Kapıdan eşinin ismini seslenir. 8 yaşında bir kız çocuğu kapıya gelir. “Anne” diyor, “kapıda sakallı biri var korktum.” Annesi geliyor kapıya bakıyor ki, adamı. “Korkma kızım o senin baban.”
Ve 9 yıl sonra kızıyla böyle tanışıyor.
O kız, sonradan nine olduğunda torunlarına, “Baba deyip de bir müddet kucağına oturamazdım” der.
***
Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.
Çanakkale’de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp İngiliz zırhlısını vuran kahraman.
1889’da Balıkesir’in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.
Mavi gözlü ve ufak tefektir.
Gariban Anadolu köylüsü.
Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.
1909’da askere gider.
1912’de Balkan Savaşı’na katılır.
1914’te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.
18 Mart1915’te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görevlidir.
(Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası’na isabet eder. Mecidiye Tabyası’nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk’tur.
Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır.
Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat’ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar.
Bu başarısından ötürü onbaşı rütbesine yükseltilmiş bir de ödül olarak çift tayın verilmiş.

O da bir hafta sonra kursağından geçmeyince istememiş.
Seyit Ali, 1909’da gittiği askerden, 1918’de onbaşı olarak döner.
1915’teki zaferden sonra 3 yıl daha Çanakkale’de askerliğe devam eder.
1918’de terhis olur.

BİR TEK ATATÜRK HATIRLAR
Kocaseyit, harpten döndükten sonra burada köyünde kimseye savaş ile ilgili bir şey anlatmaz. 9 yılda yaşadıklarını kendine saklar. Kolay değil, yaşanan olaylar, büyük travmalar yaratmıştır muhtemelen. 1929’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir açılış için Havran’a gelir. Açılıştan sonra Havran Nahiye Müdürü’ne der ki, “Burada bir Seyit Onbaşı olacaktı onu görmem lazım.”
Ancak Havran Nahiye Müdürü, Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmez. “Buluruz tabii Paşam” deyip, Edremit askerlik şubesinden Seyit’i sordurur. Manastır köyünde bulunur. Şubeden 2 jandarma görevlendirilip salınır. Sabah çıkan jandarmalar akşamüstü köye gelir. Kocaseyit, dağa kömüre gitmiştir. Jandarmalar evinin önünde akşama dek bekler. Akşam geç saatte evine gelen Seyit, jandarmayı görünce, kaçak kömür için geldiklerini sanır. Ama bozuntuya vermez. Askerlere “suçum ne ki” diye sorar. “Hayır, suçun yok biz seni bekliyoruz. Seni Paşa çağırıyor.” Seyit, sevinir.
Gece yarısı vardıklarında nahiye müdürü, Seyit’i perişan vaziyette görünce, önce onu bir güzel yıkatır, berberde saç sakal traşı yaptırır. Sabah da elbisesini verir. Atatürk’ün yanına çıktığında, biraz sohbetten sonra Paşa ‘ne istersen, iste sen büyük kahramanlık yaptın’ der.
Maaş bağlatılmasını teklif eder. Seyit Ali, “Hayır paşam” demiş, “biz görevimizi yaptık maaş için değil” der. Tek bir isteği olur Atatürk’ten, “Ben dağda kaçak odunla kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit’te gece kaçak satıyorum. Senin emrinle o dağdaki ormancılar baltamı almasa. Rahat çalışsam, maaş da istemem”
Atatürk, nahiye müdürüne talimat verir, Seyit’e dokunulmasın diye.
Ancak iki yıl sonra yeni gelen nahiye müdürü bu emri uygulamaz, Seyit’e pek rahat verilmez.
Seyit Ali Onbaşı, bir süre daha dağda odun kömürü yapar.
Yaşlanmaya başlayınca zorlanır, Havran’da bir fabrikada hamallığa başlar.
Seyit Ali Çabuk, 1939’da 50 yaşındayken, zatürreye yakalanır ve yaşamını yitirir.
Köyündeki mezara gömülür.
Koca Seyit’in öyküsü, bir yerde Türkiye’nin tüm kahramanlarının öyküsüdür.
Ruhun şad olsun Seyyit Onbaşım… Bu Vatan sana minnettardır…!
CANLARI PAHASINA BİZE BU CENNET VATANI BIRAKANLARI, UNUTMA – UNUTTURMA …!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkçe Dersi Bestami Yazgan '' Biri Var ki '' şiiri

Değerli Veliler... Türkçe dersinde geçen haftadan bu yana anne konulu Bestami Yazgan'ın '' Biri Var ki'' adlı şiirini işliyoruz. Biraz yavaş gidiyorum.Çünkü şairimize kendi sesiyle şiirini okuyup bize yollamasını rica ettiğim bir mesaj attım.Ama şairden henüz yanıt alamadım. Değerli şairimizin bulduğum diğer şiirlerinden birkaç tanesini öğrencilerime dinlettim. Hep dinleme çok önemli derim.Malum iyi bir dinleyici olmak lazım. Sizden ricam Necip Fazıl'dan, Ataol Behramoğlu'ndan,Cemal Süreyya'dan, Can Yücel'den vb. şairlerimizden anne konulu şiirler bulup çocuğunuzun yanında annenizi arayıp okumanız ve bir tanesini çocuğunuza ezberletmenizi istiyorum. Ögrencilerim de yarın sınıfta okusun.   Ayrıca isteyen bir baba, istediği bir şairden anne konulu bir şiiri okuyup sesli mesaj kaydı olarak bana yollarsa yarın çocuğunuza sürpriz olsun diye sınıfta dinletmek isterim. Teşekkürler

İklim Değişikliği Sunumu

Değerli Veliler...  İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji bölümünden  Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu , iklim, insan ve doğa arasındaki ilişkilerin yönünü ve sonuçlarını anlatan seminerinin dosyasına ulaştım.  Yerkürede ısınmaya yol açan olaylarda insanın rolü ve bunu engellemeye yönelik tedbirler, sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetler ve bu faaliyetleri daha temiz yöntemlerle gerçekleştirmenin yolları hakkında bilgiler var.  Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu doğal afetlere dair ihtiyaç duyduğumuz bilgileri en temel yollarla bizlere anlatıyor.  Bilgi paylaştıkça çoğalır. Yararlı olması dileklerimle.  Daha bilinçli aileler, gelecek nesillerin daha bilinçli bireyler olması için yetiştirilmesinde biz öğretmenlere en büyük destekçidir.  Saygılarımla  Sunum Dosyası Dosyayı açabilmek için continue without app tıklayalım.

Geometrik Şekiller

Sevgili Veliler... Bugün Morpa Kampüs'te Geometrik Şekiller üzerine videolar izledik. Bu maketlerden yarın sınıfta yapacağız. Gereken malzemeler resimdedir. Yarın bu malzemeleri getirelim. 1 boş ilaç kutusu  1 boş kibrit kutusu 1 uzun pipet 4 düğme 1 kafa için kağıttan yapılmış top  2 plastik su şişesi kapağı.